Öyle olmasaydı eğer, cebinde taşıdığı (daha doğrusu gününden önce planladığı) o Oltutaşı tespihi Başkan Erdoğan'a hediye etmeye kalkacak kadar cüretkar olabilir miydi?
Nereden bilebilirdi ki bir anda ülkenin en çok izlenen konulardan biri olacağını...
O, zeki, özgüveni gelişmiş cesur bir çocuk...
Öyle olmasaydı eğer, cebinde taşıdığı (daha doğrusu gününden önce planladığı) o Oltutaşı
tespihi Başkan Erdoğan'a hediye etmeye kalkacak kadar cüretkar olabilir
miydi?
Yakından tanıdığım için biliyorum, evet; Muhammed Atabey Dölekli, o öz güvene sahip genç
bir adam...
Babası Atilla da öyledir, amcaları Gürkan ve Volkan da...
Yani "Özgüven" o aileye vergili...
O da şuradan geliyor:
Merhum Saffan Dölekli...
Hacı Saffan, Atabey'in dedesiydi. Hacı Saffan'ın, Atabey'den gayri başka torunları da var, ama Atabey, çizgiüstü bir delikanlı namzeti...
Rahmetli Saffan ağabeyi; torununa, çok sevdiği ve çok özel bir hukuku olduğu Esadaş'ın
sahibi Atabey'in adını koymuştu.
İstedi ki Atilla'nın biricik oğlu da Atabey gibi adıyla nam salsın, hayatta başarılı ve dürüst bir insan olsun...
Atabey Dölekli, artık meşhur bir çocuk...
Elinde, Başkan Erdoğan'dan hediye, yükte hafif pahada ağır çok büyük bir miras var...
Bu yüzden babası Atilla'nın da dediği gibi yurdun dört bir yanında aranıp, " o tespih için kaç
para istiyorsan vereceğiz, yeter ki bize sat" diyenler oluyor.
Dün Atabey'e sordum, "Peki ne diyorsun, çok para verirlerse satacak mısın?"
"Hayır" dedi. "Amca sen ne diyorsun, ben böyle bir hediyeyi para karşılığı satar mıyım hiç? Ben Hacı Saffan'ın torunuyum.
Ben bu kıymetli hediyeyi ancak günün birinde Cumhurbaşkanı olduğumda bir çocuğa hediye ederim, ama parayla satmam."
Hacı Saffan, torunu için "...adı Atabey olsun" derken, sanki de bugünü görmüş.
Ne diyelim, Allah Hacı Saffan'a (ya da oğullarının O'nun için dediği gibi 'Hacı abi'ye
Allah rahmet eylesin, Atabey ve ailenin öteki fertleri için de hayırlı ve sağlıklı ömürler versin...
Ömer İkbal yazdı...
