SİYASET Haber Girişi : 14 Ekim 2020 21:18

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AYM üyesi Yıldırım'ın 'ışıklar yanıyor' paylaşımı hakkında açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AYM üyesi Yıldırım'ın 'ışıklar yanıyor' paylaşımı hakkında açıklama
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (AYM üyesinin yaptığı paylaşım) "Talihsiz bir açıklama, bir üyeye böyle bir şey düşmez keşke yapmasaydı" dedi.

AK Parti Grup Toplantısı sonrasında gazetecilerin gündemine ilişkin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AYM Üyesi Engin Yıldırım'ın sosyal medya paylaşımının sorulması üzerine, “Demek ki, tartışmalı herhalde bir tweet attı, tartışmalı bir tweet attığı için de tartışılır hale geldi. Burada özellikle bireysel bir tweet olarak bunu değerlendirmek doğru olmaz. Çünkü bütün ‘çalışıyoruz, ışıklarımız yanıyor' ifadesiyle zaten bir bütünü ifade eden, adeta bir kolektif yapıyı ifade eden bir yaklaşım burada söz konusu. Çok talihsiz bir açıklama, bu talihsiz açıklamayı keşke yapmamış olsaydı. Kaldı ki, bir üyenin üzerine böyle bir şey düşmezdi. AYM üyesinin adeta böyle bir sürecin içerisinde farklı bir şekilde yer alması, adeta bir siyasete soyunmuş olması, çok arzu ediyorsan bu işi istifa edersin, gelirsin siyasetin içine girersin, siyasetin içinde bunu da, bundan daha ötesini de söyleme şansını da yakalarsın” diye konuştu.

AYM Üyesi Engin Yıldırım'ın yanlış anlaşıldığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Bunu AYM Başkan ve heyeti düşünmelidir. Ortada böyle bir tablo varsa gereğini de onlar yapmalıdır” ifadelerini kullandı.

İstanbul'daki yerel mahkemenin AYM'nin kararını uygulamama yönündeki kararına yönelik görüşlerinin sorulması üzerine Erdoğan, “O tamamen yargının kendi içinde sürdürdüğü bir süreçtir. Geçmişte de bunun örneği Şahin Alpay ile ilgili vardı. Yerel mahkeme karar vermek suretiyle böyle bir adımı atmıştı, demek ki atabiliyor böyle bir adımı, yerel mahkeme bu kararı vermek suretiyle atabileceği bir adımı atmıştır” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, AYM'nin yapısında bir değişikliğin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine “İnşallah” cevabını verdi. Erdoğan, Cumartesi günü Karadeniz'de vereceği müjdenin bir önceki rezervden daha büyük olup olmadığının sorulması üzerine ise “İnşallah” dedi.

Muhalefetin erken seçimle ilgili yaptığı açıklamalara cevap veren Erdoğan, “Çocuksu şeyler bunlar. Bunlar hala siyaseti anlamadılar. İlan edilen bir tarih var. Gelişmiş ülkelere bakın, gelişmiş ülkelerde ilan edilen tarihin dışında erken seçim dedikodusu duyar mısınız? Bu kabile devletlerinin işidir. Bizim gündemimizde böyle bir şey kesinlikle yok. Sayın Bahçeli'nin de ifade ettiği gibi böyle bir şey söz konusu değil. Bunun vakti saati bellidir, Haziran 2023” dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ AÇIKLAMASI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çoklu baro sisteminde yapıldığı gibi aynı çalışmayı TTB ve diğer meslek odalarında da yapmak durumundayız, Cumhur İttifakı olarak bu konuyla ilgili çalışmayı inşallah başarılı bir şekilde sürdüreceğimize inanıyorum. Uzun yıllardır küçük ama örgütlü klikler tarafından kontrol edilen bu meslek kuruluşları sadece temsilde değil uygulamada da kuruluş amaçlarından sapmışlardır. Bu kuruluşların bir kısmının yönetim organları, ideolojik sapkınlıkların veya dar grupların çıkarlarının kalesi haline dönüşmüştür” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Salgının kontrol altına alınmasıyla tedbirlerden kaynaklanan sorunların kendiliğinden ortadan kalkacağına işaret eden Erdoğan, “Sanayi ve ticaret alanında önümüzde açılan yeni pencereler hizmet sektörünü de hızla canlandıracaktır. Türkiye, dünyadaki siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinden Allah'ın izniyle hak ettiği yeri alarak çıkacaktır. O güne kadar bize durmak ve dinlenmek yoktur” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin girdiği ve başarıyla çıktığı her mücadelenin ülke ve millet olarak geleceğe daha güvenle bakılabilmesini sağladığını söyleyen Erdoğan, “Milletimiz yaptığı hiçbir fedakarlığın boşa gitmediğini biliyor. Muhalefet yapmak adına bulduğu her yarayı kaşıyan, her çatlağı büyüten, amacına bakmaksızın bizim karşımızdaki herkesin yanında yer alan zihniyetten böyle bir basiret beklemiyoruz. Ama en azından ülkenin ve milletin ortak çıkarları konusunda biraz feraset, biraz akıl, biraz vicdan, biraz ahlak beklemenin de hakkımız olduğunu düşünüyorum. Teröristlerin yanında, zalim rejimlerin arkasında, darbecilerin safında, hasımlarımızın dizi dibinde yer almanın adına, siyaset yapmak diyemeyiz. Milletimiz bu tavra bir isim mutlaka vermiştir. Muhalefet adına konuşanların çoğu defa hezeyan noktasına varan açıklamalarına gerektiğinde kabinedeki ilgili arkadaşlarımız, gerektiğinde parti yöneticilerimiz, gerektiğinde de grup yönetimimiz cevap veriyor. Meydanı tek amaçları ülkenin istikrarını bozmak, birliğini ve beraberliğini çökertmek, ortaya çıkacak kaostan istifade ile kirli emellerini gerçekleştirmek olanlara elbette bırakmayacağız. Ama onların sinsi oyunlarına da asla gelmeyeceğiz. Burada asıl dikkat edeceğim husus, ülkemiz siyasetinin geleceğinde karşımızdakilerin ne dediği ve ne yaptığından ziyade bizim duruşumuzun belirleyici olduğudur. AK Parti'nin ve geldiğimiz nokta itibarıyla artık Cumhur İttifakı'nın kaderi ile ülkemizin kaderi bütünleşmiştir. Üstlendiğimiz tarihi sorumluluğun ehemmiyetine uygun şekilde hareket etmek, çalışmak, mücadele etmek zorundayız” açıklamasında bulundu.

Kongre sürecine ilişkin de bilgi veren Erdoğan, şunları kaydetti:

“İlçe kongrelerimizin çok büyük bir bölümü tamamlandı. İl kongrelerimize de başlıyoruz. Önümüzdeki günlerde yapılacak bazı il kongrelerimize biz de iştirak edeceğiz. Bu çerçevede hafta sonu Şırnak'ta olacağım, 24 Ekim'de Kayseri, 25 Ekim'de Malatya, 31 Ekim'de Van, 1 Kasım'da Samsun, 7 Kasım'da Kahramanmaraş, 8 Kasım'da Kocaeli il kongrelerimizde bizzat yer alarak milletimizle kucaklaşacağız. Ayrıca iktidara gelişimizin 18'inci yıl dönümünü geride bırakacağımız 3 Kasım'da bir milyon yeni üye kampanyamızı 81 ilimizde bir milyon fidan dikerek taçlandıracağız. Ankara'da gerçekleştireceğimiz bu program sırasında 7 ilimize de canlı bağlantı yapacağız. Önümüzdeki yılın bahar aylarına kadar illerdeki çalışmalarımızı tamamlayarak büyük kongremiz için hazır hale gelmiş olacağız. Kongrelerde yeni bir heyecanla, güçlenen teşkilat yapımızla, 2023 seçimlerine kadar milletimizle olan gönül bağımızı çok daha sıkılaştırmayı amaçlıyoruz. Sizlerden bu kritik sürece bireysel hesapların ötesine geçerek olumlu yönde katkı vermenizi özellikle de dar kadrocu yaklaşımdan uzak durmanızı rica ediyorum. AK Parti'nin gücü milletimizden aldığı destekten gelir. Milletimizin desteğini de ancak biz kendi aramızda birlik ve beraberlik içinde hareket edersek yanımızda bulabiliriz. Akraba, aşiret, şu bu değil, geniş kapsamlı bir yaklaşımla kucaklayıcı bir anlayışla teşkilatlarımızı oluşturmamız lazım. Sizlerden önümüzdeki sürece u anlayışla bakmanızı özellikle istirham ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin çözmesi gereken sorunlardan birinin meslek kuruluşlarının artık sürdürülemez hale gelmiş çarpık yapısı olduğunu vurgulayarak, “Barolar ile ilgili sıkıntının çözümü konusunda geçtiğimiz dönem gerçekleştirdiğimiz kanun değişikliği ile önemli bir adım attık. Türk Tabipler Birliği (TTB) başta olmak üzere düşünebiliyor musunuz, terör örgütünden birisini getirip TTB'nin başına koyuyorlar. Ne zamandan beri terörle iç içe olanlar Tabipler Birliği gibi önemli bir kuruluşun başına geçebiliyor. Bunun adı demokratik bir yaklaşım değil, bunun adı terör örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına adeta el koyması hadisesidir. İşte sağlıkta attığımız adımlar ortada, bu hükümetin en başarılı olduğu alanlardan bir tanesi sağlık. Bütün fiziki altyapısı ile tarihinde görmediği yatırımları gerçekleştirmiş olan bu hükümete kalkıp hala çirkin yaklaşımlar içinde bulunmak kabul edilebilir bir şey değildir. Şehir hastanelerimizle, eğitim araştırma hastanelerimizle ve en ücra köşeye kadar bütün hastanelerimizle çok farklı bir dönemi yaşıyoruz. Bunlar buralardaki yapmaları gereken görevleri yerine getirmiyor ama saygısızlık, hakaret ise bu hakareti yapıyorlar. Biz bunlara hastalarımızı nasıl teslim edeceğiz, nasıl bunlardan şifa arayacağız, teröristten bu beklenir mi? Onun için TTB başta olmak üzere diğer meslek kuruluşlarındaki sorunlarda artık tahammül edilmez seviyeye ulaşmıştır. Bilindiği gibi, meslek kuruluşları Anayasamızın 135. Maddesine göre faaliyet gösteren kamu kurumu niteliğini haiz tüzel kişiliklerdir. Aynı Anayasa maddesi meslek kuruluşlarının kuruluş amaçları dışında faaliyet gösteremeyeceğini, hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kesinlikle ifade etmektedir. Bu maddenin devamında amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının organlarının görevine mahkeme kararıyla son verilebileceği de hükme bağlanmaktadır. TTB bunun gibi kimi meslek kuruluşları açıkça anayasaya aykırı faaliyet içindedir. Bu meslek kuruluşlarının yönetimleri söz konusu meslek mensuplarının tamamını temsil etmekten çok uzaktır. Çoklu baro sisteminde yapıldığı gibi aynı çalışmayı TTB ve diğer meslek odalarında da yapmak durumundayız, Cumhur İttifakı olarak bu konuyla ilgili çalışmayı inşallah başarılı bir şekilde sürdüreceğimize inanıyorum. Uzun yıllardır küçük ama örgütlü klikler tarafından kontrol edilen bu meslek kuruluşları sadece temsilde değil uygulamada da kuruluş amaçlarından sapmışlardır. Bu kuruluşların bir kısmının yönetim organları, ideolojik sapkınlıkların veya dar grupların çıkarlarının kalesi haline dönüşmüştür. İnsanları acımasızca katletmekten, ormanları yakmaya, çocukları kaçırmaktan kadınlara tecavüze kadar her melanete bulaşmış terör örgütünü savunmak bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Suriye'de kendi halkını katleden zalim bir rejimi ve onunla birlikte hareket eden terör örgütünü yüceltmek bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Kendi devletinin sınırlarını güvenlik altına almaya yönelik harekatlarını itibarsızlaştırmaya çalışmak bir meslek kuruluşunun görevi olamaz” açıklamasını yaptı.

Vatan topraklarını kurtarma mücadelesi veren Azerbaycan devletini hedef almanın bir meslek kuruluşunun görevi olmadığını belirten Erdoğan, “Şu anda Azerbaycan'daki kardeşlerimiz düşünebiliyor musunuz topraklarını işgalden kurtarmanın mücadelesini verirken ana muhalefetten ciddi bir ses çıktığını duydunuz mu? Şimdi tabii görüşme talebinde bulunduklarında da Azerbaycan olumsuz cevap veriyor. Çünkü olması gereken zamanda onların yanında olursanız, onlara düşman olanlara karşı eğer siz Ermenilerin yanında ben Ermeni ile ilgili olarak Ermeni vatandaşlarımı kastetmiyorum, Ermeni yönetimini kast ediyorum, Ermeni yönetimlerinin yanında yer alırsanız kusura bakmayın bu millet size hoş geldin demez. Şu anda benim ülkemde yüz bin civarında Ermenistan kökenli Ermeni var. Bizim ülkemizde şu anda her türlü imkanlardan istifade ediyorlar. Biz onlara karşı olumsuz bir tavır hiçbir zaman takınmadık ama onlar maalesef benim Azeri kardeşlerimin topraklarını işgal etmek suretiyle, onları topraklarından Dağlık Karabağ'dan ötelediler ve onlar o toprakları terk etmek durumunda kaldılar. Şimdi verilen mücadele nedir? Biz topraklarımızı istiyoruz. İşgal altındaki topraklarımızı istiyoruz, başka bir talep yok, istenen bu. Minsk üçlüsü, Amerika, Rusya, Fransa hala oyalama taktiği ile bu işi geçiştiriyor. Versenize işgal altındaki topraklarını. Kendi topraklarında ne yapacaklarsa yapsınlar ama işgal var burada. İşgal altındaki bu topraklardan eğer dünyada insan hakları, demokrasi varsa ve sizde 30 yıldır bu Minsk üçlüsünün içinde bu sorunu çözmekle görevli iseniz yapmanız gereken oyalama değil bir an önce bu müzakereleri bitirip bu toprakları sahiplerine vermektir. Bir müzakere 30 yıl sürer mi? 30 yıldır oyalama. Hep 30 yıldır otururlar, konuşurlar, dağılırlar. Verin ya, bu kadar uzun sürecek bir iş değil bu. Vermediler. İş sonra bu hale geldi” dedi.

"TÜRKİYE'NİN ARTIK BU AYIPTAN KURTULMASININ VAKTİ GELMİŞTİR"

Türk Tabipleri Birliği'ni eleştiren Erdoğan, "Görev alanı ile ilgisi olmayan konularda bildiriler yayınlamak bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Hükümetin her yaptığına karşı çıkarak, siyasetin en çirkef halini sergilemek bir kuruluşunun görevi olamaz. Anayasanın ilgili maddesi ortada. Her meslek kuruluşunun kuruluş kanunu ortada. Dünyadaki uygulamalar ortada Bunların hangisinde meslek kuruluşlarının terör örgütlerini destekleyebileceği, ülkenin milli politikaları aleyhinde kampanyalar yürüteceği, kendi halkının değerlerine hakaret eden bildiriler yayınlayabileceği yazıyor. Dünyanın neresinde bu şekilde hareket eden meslek kuruluşları vardır. Türkiye'nin artık bu ayıptan kurtulmasının vakti gelmiştir. Bu Türkiye Tabipler Birliği ile alakalı Odalar ve Borsalar Birliği'nde atılan adım neyse aynı şekilde Tabipler Birliği ile ilgili diğerleri ile ilgili süratle bu dönemde adımları süratle atıp buralarda her fikrin her düşüncenin içinde yer aldığı tabipler birliğini oluşturmamız lazım. 28 tane bu şekilde kuruluş var. Bunların hepsi için bu adımların atılması lazım" açıklamasında bulundu.

"MİLLETİMİZİN HAYATININ HER ALANINDA VAR OLAN MESLEK MENSUPLARININ HİÇBİRİNİ BÖYLE BİR ÇARPIKLIĞA TERK EDEMEYİZ"

Cumhur İttifakı'nın bu konuda bir an önce adım atması gerekliliğine vurgu yapan Erdoğan, "Diğer siyasi partiler katılır katılmaz ayrı bir konu. Onlarla da grubumuz görüşmelerini yapar. Bu adımı atmamız lazım. Vakit kaybına tahammülümüz yok. Önce meslek kuruluşu ile ilgili genel bir düzenleme, bunun yeterli olmadığı durumlarda da tek tek her meslek kuruluşu ile ile ilgili değişiklik için meclisimiz derhal harekete geçmelidir. Grubumuzdan MHP ile de istişare halinde gereken hazırlıkları süratle yapmasını istiyorum. Mümkünse diğer partilerin desteğini alarak, değilse Cumhur İttifakı imkanıyla bunu en kısa sürede hayata geçirmeliyiz. Bütçenin hemen ardından meclisimizin ilk işlerinden biri bu konu olmalıdır. Türk ve Türkiye ismini hak etmeyen meslek kuruluşlarından bu imtiyazlarını derhal almalıyız. Türk Tabipler Birliği başındaki Türk ifadesi bunlara yakışmıyor. Ondan zaten nefret ediyorlar. Bir an önce bizim onların elinden bunu almamız lazım. Meslek kuruluşlarının yönetimlerini, söz konusu meslek guruplarının tamamının görüşleri, düşüncelerini, hassasiyetini yansıtan temsil kabiliyeti yüksek, demokratik yapıya kavuşturmamız şarttır. Milletimizin sağlığını emanet ettiğimiz hekimlerimizi bir avuç örgütlü ideolojik fanatiğin insafına bırakamayız. Milletimizin hayatının her alanında var olan meslek mensuplarının hiç birini böyle bir çarpıklığa terk edemeyiz. Kimsenin patırtısına, gürültüsüne hezeyanına aldırmadan milletimizin ve ülkemiz için en doğrusu neyse onu kararlılıkla hayata geçireceğiz. Belki de bu yaşananlar meslek kuruluşlarının örgütleme modelinin köklü bir sorgulanmasına vesile olarak hayırlı gelişmelerin önünü açacaktır. Gelişmiş ülkelerde kamu kurumu niteliği olmayan sivil toplum örgütlenmelerinin bu derecede yaygınlaştığı dönemde bizimde artık yeni modeller geliştirmemiz gerekiyor. Meselenin bu boyutunu kamuoyunun dikkatine sunuyorum" diye konuştu.

Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını kurtarmak için sürdürdüğü mücadeleyi selamladığını ifade eden Erdoğan, "Vatan müdafaası yapan Azerbaycanlı kardeşlerimize Rabbimden güç kuvvet ve zafer temenni ediyorum. Ermenistan'ın hem saldıran taraf hem ateşkesi ihlal eden taraf olmasına rağmen ısrarla Azerbaycan'a baskı uygulayan ülkelerin amacı çatışmaları durdurmak değildir. Şayet öyle olsaydı şimdiye kadar Azerbaycan'daki sivil yerleşim yerlerine ağır silahlarla, balistik füzelerle saldıran Ermenistan'ın kıpırdayamaz hale getirilmesi lazımdı. 30 yıldır bu Minsk grubuyla bu topraklar hakkında bir şey yapamadınız. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarında uygulanan zulümleri, katliamları ve hukuksuzlukları 30 yıldır görmezden gelenlerin bugün adalet ve hakkaniyet çizgisine gelmesini beklemek beyhudedir. Yaşadığımız tecrübeler bize hak almanın söke söke yürütülen bir mücadele sonunda olduğunu gösteriyor. Azerbaycanlı Kardeşlerimizin böyle bir kararlılıkla hareket ettiğini biliyorum. Türkiye olarak tüm imkanlarımız ve kalbimizle sonuna kadar Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdüreceğiz" dedi.

"KAPALI MARAŞ'LA İLGİLİ BURASI BİZİMDİR HAVASINA GİRİYORLAR"

Kıbrıs'taki gelişmelerin yakından takip edildiğini kaydeden Erdoğan, “1974 Barış Harekatı'ndan beri kapalı olan iki ana cadde ile sahil geçtiğimiz günlerde Kıbrıs halkının kullanıma açılmıştır. Kapalı Maraş bölgesinin açılması Kıbrıs için tarihi bir dönüm noktasıdır. Fakat bundan rahatsız olanlar var. Kim rahatsız olanlar ona bakacağız; Batı rahatsız oluyor, Yunanistan rahatsız oluyor, Güney Kıbrıs Rum, onlar rahatsız oluyor. Bir bakıyorsun içeride rahatsız olanlar var. Bunlar bizi gerçekten üzüyor. Kapalı Maraş bölgesi Kuzey Kıbrıs Türkünündür. Bunun böyle bilinmesi lazım. Bunun üzerine spekülasyonlar yapmaya gerek yok. Kapalı Maraş'la ilgili burası bizimdir havasına giriyorlar. Kuzey Kıbrıs'taki soydaşlarımıza sesleniyorum; bu topraklar sizin. Bu topraklara sahip çıkmanız lazım. Bu topraklara sahip çıkan siyasi iradeye de sahip çıkmanız lazım. Bunu tam anlamıyla ortaya koyacak olursak inanıyorum ki Kıbrıs'ta gelecek çok farklı olacaktır. Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a su taşıyan boru hattındaki arızayı uzun ve zahmetli çalışmanın ardından onararak adaya uzun ve zorlu çalışmanın ardından yeniden su vermeye başladık. Bu boru hattı KKTC içme suyu, sulama suyu ve kullanma suyunun tamamını karşılayacak kapasitedir. Adeta bereket kaynağı olarak Anadolu ile Kıbrıs'ı birbirine bağlayan boru hattımızın yeniden faaliyete geçmesinin adadaki kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu arada bir adım daha attık. Aynen çok kısa bir zamanda İstanbul'da Atatürk Havalimanı ve karşı tarafta yapmış olduğumuz bin 6 odalı hastane benzeri bir hastaneyi Kuzey Kıbrıs'ta yaptık, şu anda bitmek üzere. Bu hastanenin bitişi ile alternatif bir hastaneyi Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimize kazandırmış olacağız" şeklinde konuştu.

İkinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçiminin Kıbrıslı vatandaşlar için hayırla sonuçlanması temennisinde bulunan Erdoğan, “Kıbrıslı kardeşlerimin kendileri ve ada için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum” dedi.

“CUMARTESİ GÜNÜ YENİ REZERV MİKTARINI AÇIKLAYACAĞIZ”

Sondaj ve sismik araştırma gemilerinin Akdeniz ve Karadeniz'de yaptıkları çalışmaları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını gözetmeyen hiçbir planının hayata geçme şansının olmadığını ortaya koyduğumuz sağlam duruş ile herkese gösterdik. Bölgede sondaj yapan Yavuz gemimiz bir süredir yürüttüğü çalışmayı bitirip bakım için limana yanaştı. Bakımını müteakip yeni sondajlar için Akdeniz'e açılacak bu gemimizin güvenliğini donanmamız sağlıyor. Aynı şekilde Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz de bakım çalışmalarının tamamlanmasıyla yeniden Akdeniz'deki görevine döndü. Barbaros Hayrettin Paşa Gemimiz ise Akdeniz'deki sismik araştırma çalışmalarına zaten devam ediyor. AB ve NATO platformlarında yürütülen görüşmelerdeki sözlerini tutmayan Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimine hak ettikleri cevapları sahada vermeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin sondaj filosuna kattığımız son gemi olan Kanuni, bakım çalışmalarının ardından Karadeniz'de görevi için yola çıkacak. Önce İstanbul'a, ardından Zonguldak'a uğrayarak belirlenen sondaj sahasına ulaşacak Kanunu gemimizin faaliyetlerinden de inşallah müjdeli haberler bekliyoruz. Fatih Sondaj Gemimizin keşfettiği 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin haberi milletimizi adeta sevince boğdu. Bu gemimizin halen süren sondaj çalışmalarından da yeni müjdeler geliyor. İnşallah Cumartesi günü Fatih Sondaj Gemimize giderek hem çalışmaları bizzat yerinde görecek hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız” şeklinde konuştu.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.