ASAYİŞ Haber Girişi : 23 Ekim 2008 21:44

Bilgi Toplumu

Bilgi Toplumu

İslam dininin temeli ?Oku? emri ile atılmıştır. Bu emri alan İslam?ın müminleri büyük devletler, medeniyetler kurmuşlardır. Esasen tüm peygamberler bu mesleğin birer üstüvaneleridirler. Onlar, ilmin kendi asırlarındaki kandilleridir. Nuh (as) marangozluk ve denizciliğin, İdris (as) tekstilin, Davut (as) demirciliğin, Süleyman (as) havacılığın, İsa (as) tıbbın, Muhammed (sav) ise edebiliğin kandili olmuşlardır.

Bu ilk emr, Kur?an surelerinde fihriste dönüşmüştür. Bu fihristin içeriğinde hayvancılık (Bakara), astronomi (Ra?d), bal (Nahl), turizm (Kehf), enerji (Nur), sosyal yapı (Neml), yönetim şekli (Şura), altın (Zuhruf), görgü kuralları (Hucurat), sanayi (Hadid), şehircilik (Beled) vb. vardır. Sadece bu surelerin anlamları üzerinde tefekkür ve tezekkür eden Kur?anın bilgiye verdiği önemi kavrar ve bilginin kaynağının Allah (cc) olduğunu anlar.

Bilmek aydınlığın, bilmemek karanlığın anahtarıdır. İslam?da kadın-erkek bilgi sahibi olmakla mükelleftir. Allah resulü ?İlim Çin?de de olsa onu alın? buyurmuştur. Çünkü ilim evrenseldir, milleti, memleketi yoktur. Atalarımız da ?Bilgi kudrettir.? Özdeyişini söylemişlerdir.

Dünyanın manevi direklerinden biri âlimlerin hikmetidir. Âlimlerin yetişeceği toprak toplumdur. Meyvenin tatlısı ağaca, ağacın sağlıklısı toprağa bağlı olduğu gibi insanın alimi de topluma bağlıdır. Âlim insan, âlim toplumdan yetişir. O halde bilgi toplumu olmaya mecburuz.

Bilgi toplumu olmanın önemi bilgi çağında daha iyi anlaşılmaktadır.

Bilgi toplumu olabilmenin iki yolu vardır: Dinlemek ve okumak

            Kuran, iki seçenekten ikincisini emrediyor. İlk inen ayetlerde şöyle buyruluyor:

1 ? Yaratan Rabbinin adıyla oku

2 ? İnsanı yapışkan bir hücreden yaratan

3 ? Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir

4 ? Kalemle yazmayı öğretendir

5 ? İnsana bilmediklerini öğretendir

Bu ayetler bize okumanın koordinatlarını vermektedir.

Öncelikle okumak Yaratıcı ve onun en büyük eseri insandan başlamalıdır. O zaman okuyan perdelerin kalktığını, eşyanın hakikatinin önüne serildiğini görecektir. Kaynağından kopmuş bilgi ise sahibine yük olacak, fikrini aydınlatacak ama ufkunu karartacaktır. Nasıl karartmasın ki, en büyük hakikat Allah bilgisidir. Onu bilmeden diğer bilgileri edinmek anlamlı değildir. Yer çekim olayı Allah?ın kanunudur. Kanunu koyanı dışlayıp kanunu kabul etmek körlüktür, karanlıktır, ilim adına işlenen büyük bir cinayettir.

İkinci olarak öğrenilen, kayıt altına alınmalıdır. Yani kalem güçlendirilmelidir.

Bu koordinatlara uyanlara bilginin yeni kapıları açılacak, cehaletin kapıları kapanacak, bilginin ışığı geleceklerini aydınlatacaktır.