POLİTİKA Haber Girişi : 17 Eylül 2018 10:00

Başkan Erdoğan: İdlib’de halkın elinde Türk bayrakları var

Başkan Erdoğan: İdlib’de halkın elinde Türk bayrakları var
Başkan Erdoğan Azerbaycan dönüşü İdlib’le ilgili, “Bizi buraya Suriye halkı çağırdı. Kimse İdlib’de ellerinde Rus, ABD, Alman, Fransız bayraklarıyla dolaşmıyor. Türk bayraklarıyla dolaşıyor” dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’da katıldığı Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü hürriyetine kavuşturmasının 100. yıl törenlerinden dönerken, uçakta gazetecilere önemli açıklamalar yaptı. Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsedenlerin ülkede “parselasyon” yaptığını ifade eden Erdoğan, “Bizi Suriye’ye halk çağırdı” dedi. Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:  

SURİYE’Yİ PARSELLEMİŞLER 

“Lafta herkes Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz ediyor. Ama uygulamaya baktığınız zaman, herkes parselasyonu yapmış. Bir ülkenin 22 üssü, bir diğerinin  5 üssü var. Türkiye olarak bizim ise öyle bir derdimiz yok. Parselasyon, şu, bu derdinde değiliz biz. 

BİZİ ORAYA HALK ÇAĞIRDI

Nihai düşüncemiz: Bir, anayasanın hazırlığı; ikincisi ise seçimlerin içeride ve dışarıda  tüm Suriyelilerin katılımıyla yapılması. Bunun neticesinde hep beraber Suriye’yi terk edelim. Bu meselede en sıkıntılı olan Türkiye’dir. O nedenle kusura bakmasınlar, biz de A’dan Z’ye kendi tedbirlerimizi almak durumundayız. Diyorlar ki:  ‘Bizi buraya  rejim çağırdı’. Biz de diyoruz ki: ‘Sizi rejim çağırdıysa bizi de buraya  Suriye halkı çağırdı’. Biz rejimi tanımıyoruz, onlar tanıyor. Biz Suriye halkını tanıyoruz. Şu anda kimse İdlib’de ellerinde Rus, ABD, Alman ya da Fransız bayraklarıyla dolaşmıyor. Türk bayraklarıyla dolaşıyor. Bunun bir anlamı var. 

DEAŞ’ı, YPG’yi temizlemek için kimseden izin almadık. Biz sadece Suriye halkının davetine icabet ettik. Sözümüzde durduk. Soçi’de de bazı şeyleri konuşacağız, yolumuza devam edeceğiz.” 

YÜKÜMÜZ AĞIR

“İdlib’den yeni bir göç dalgası olursa insanların geleceği yer yine Türkiye olur. Bizim davranışımız koruyucu olacaktır. Fakat yük de hafif değil, ağır.”

“İdlib’de bu süreç böyle devam ederse bunun katlanılması ağır sonuçları olabilir. Buna fırsat vermeden, hem Rusya, hem koalisyon güçleriyle bir çözüm bulmamız lazım. Koalisyon güçleri içerisinde malum ABD farklı bir yerde duruyor. Almanya ve Fransa ile daha önce görüşmelerimiz oldu. Rusya’yla zaten işin içindeyiz. İdlib’de durum iki üç gündür sakin. Yapılan girişimlerin neticesini aldık gibi görünüyor. Fakat hâlâ tatmin olmuş değiliz. 3,5 milyon mülteci bizim ülkemizde. 

BATI GİBİ DAVRANAMAYIZ 

İdlib’den göç olursa insanların geleceği yer yine Türkiye gözüküyor. Biz Batı gibi davranamayız. Bizim davranışımız koruyucu olacaktır. Fakat yük de hafif değil, ağır.” 

GÖZLEM NOKTALARINI GÜÇLENDiRiYORUZ 

“İdlib’de bizim 12, Rusya’nın 10 gözlem noktası var. İran’ın da az sayıda var. Oradaki masum insanları koruma gayretindeyiz. Tahran’da Sayın Putin’i daha olumlu gördüm. İdlib’deki gözlem noktalarımızı güçlendirdiğimiz doğrudur, devam edeceğiz.” 

CHP’YE İŞ BANKASI MERCEĞi 

CHP, Mustafa Kemal’i istismar ederek İş Bankası’nın yüzde 28’inin sahibi durumunda. Yönetimde dört üyesi var. Bunlar ne iş yapar bakılması lazım.”  

Başkan Erdoğan, iftira atan Kılıçdaroğlu ve CHP kurmaylarının “mahkeme mahkeme sürüneceklerini” söyledi. CHP’nin, Mustafa Kemal Atatürk’ü istismar ederek, İş Bankası’nın hisselerinin yüzde 28’ini elinde tuttuğuna işaret eden Erdoğan şunları kaydetti: “CHP’nin bir TV kanalı aldığı tartışmaları var. Çok önemli değil. Partili birinin televizyonu olabilir. Ama daha önemli bir suç var. Siyasi partiler banka kurabilir mi?  Hayır, kuramaz. Ama  şu anda CHP, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü suiistimal ederek, onun Cebi Hümayun’undan dediğim, İş Bankası hisselerinin yüzde 28’inin sahibi durumunda. Oradan para alamıyor ama yönetim kurulunda dört üyesi var. Bu dört üye ne iş yapar? Buna bir bakılması lazım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu tür bir varlığı herhangi bir siyasi partinin etiketi altına giremez. Girse girse hazineye girer. Öyle mi? Basın mensupları olarak siz de inceleyin bu konuyu. 

VAKIFBANK İÇİN TALİMAT 

Vakıfbank’ta da, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ciddi hissesi var. Bunu Genel Müdürlüğe aktarmak için gerekli talimatı verdik. Oradan gelecek gelir, vakıf yatırımlarında kullanılsın. Zaten haram. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün haramla ne alakası olur? Olmaması lazım. Bu talimat verildi. 

CHP UÇAKTAN NiYE RAHATSIZ? 

“Sağırları incitmek istemem. Ama duymuyorlar, uyduruyorlar. Katar’dan gelen uçak konusunun aslı nasıl peki? Katar bu uçağı satıyordu, rakam 500 civarındaydı. Biz de ilgilendik. Katar Emiri, haberdar olunca  Türkiye’ye hibe etti; ‘Türkiye’den para almam; hediye ediyorum’ dedi. Uçak şahsımın değil devletindir. CHP’yi niye rahatsız ediyor? 

Onların TV kanalları niye rahatsız? Bunlara davalar açtım. Bunlar mahkeme mahkeme sürünecekler. Genel başkanları da öyle atar iftiraları. Biz davaları kazanıyoruz; o  ödemekten bıkmıyor. Biz de kazanmaktan bıkmayacağız. Uçak şu anda boyanıyor. İnşallah bir seyahati de onunla yaparız. Türkiye Cumhuriyeti’nin uçağına bineceksiniz, benim uçağıma değil.” 

GEREKiRSE KKTC’DE ÜS KURARIZ 

“Bizim KKTC’de üs diye bir sorunumuz yok. Niye? Bizim topraklarımızdan oraya ulaşmak, Doğu Akdeniz’e varmak dakikalarla konuşulacak bir şey. Orası bize çok yakın mesafede. O işin sadece psikolojik boyutu var. Bu açıdan ihtiyaç duyacak olursak üs de kurabiliriz. Araç gereç konusunda da güçlü olmak durumundayız. Yok, efendim neymiş,

 asker sayımızı azaltmalıymışız! Kusura bakmasınlar, biz orada asker sayımızı azaltmayacağız, artıracağız. Laf dinlemiyorlar; dinleselerdi, Kofi Annan’la biz bu işi çözerdik. Annan Planı’nda  biz her şeyi kabul ettik, ama onlar sattı. Onları tuttular AB’ye aldılar bizi dışarıda bıraktılar. Bundan sonra bizim için orada kendi ilan ettiğimiz reçete ne ise uygulamaya koyarız.” 

Soçi’de Putin’le Karabağ görüşmesi 

Erdoğan, Putin’le bugün Soçi’de buluşacak. Gündemde İdlib ve enerji konuları var.  

“Aliyev’le yaptığım görüşmede Yukarı Karabağ meselesini özellikle gündeme getirdim. 1992’den bu yana sürüncemeye bırakılmış durumda. Soçi ziyaretim var. Sayın Putin’e orada bu konuyu da açacağım.”

ALMANYA CiDDiYE ALIYOR 

“Almanya ziyaretimde münasebetlerimizi, siyasi, askeri, ekonomik, ticari, her açıdan değerlendireceğiz. Terörle mücadele de ele alacağımız konulardan bir tanesi olacak. Almanya bizler gibi bu işi çok ciddiye almış vaziyette. Uzun bir aradan sonra Almanya’yla böyle bir görüşme, bundan sonraki süreci inşallah çok daha olumlu etkileyecektir. Ben ümitliyim. Gerek Almanya Cumhurbaşkanı gerek Şansölye ile yaptığımız telefon görüşmelerinde de bu havayı gördüm. Alman şirketleriyle bir araya geleceğiz.” 

ZARRAB’IN KELEPÇELERi 

“Amerikalı hukukçular, Reza Zarrab’ın serbest kalmasının hukuken mümkün olmadığını söylüyorlar. Demek ki o hukukçular bu işi iyi bilmiyor, çünkü görüntülendiği yanındaki bayan onun avukatı zaten. Serbest kalması tabii ki mümkün değil, mümkün olur mu? Bir taraftan öyle diyorlar, şu diyorlar, kelepçeli diyorlar ama demek ki orada bu kelepçelerin dışında başka kelepçeler de var.”

İTTiFAKTAN YANAYIM 

“Yerel seçimlerde MHP ile ittifak konusunda yaptığımız hiçbir şey yok. Gönlümüzden geçeni söylüyoruz. Her zaman ittifaka hazırız. Bu, belli yerlerde mi olur, bütünüyle mi olur, daha belli değil. Bu bir genel seçim değil, yerel seçim. Yerel seçimde özellikle adayların muhatabı ya da adayların durumu çok önemli. Cumhur İttifakı’ndan yana olduğumuzu hep söyledim, hâlâ da söylüyorum.”(Akşam)

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.