SİYASET Haber Girişi : 10 Ekim 2017 12:38

Başbakan Yıldırım'dan ABD'ye sert cevap: 'Beyefendilerden izin mi alacağız'

Başbakan Yıldırım'dan ABD'ye sert cevap: 'Beyefendilerden izin mi alacağız'
Başbakan Yıldırım'dan ABD'ye sert cevap: 'Beyefendilerden izin mi alacağız'
Başbakan Binali Yıldırım, ABD büyükelçiliğinin Türk vatandaşları için vize işlemlerini askıya almasını değerlendirerek, "Neymiş, FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. Türkiye bir hukuk devleti, suç işleyen veya suç isnadı yapılanın Amerika'nın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi alacağız, onların icazetini mi alacağız?" dedi.

TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasına Ampute Milli Takımı'nın başarısını tebrik ederek başladı. Başbakan Binali Yıldırım, milli takıma destek veren vatandaşları ve takım oyuncuları ile yönetimini tebrik etti. Ankara Garı patlaması olayının yıl dönümü olduğunu kaydeden Başbakan Yıldırım, "Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum, üzüntülerini paylaşıyorum. Terörün her türlüsü insanlık dışıdır ve şiddetle bütün insanlık karşısında durmalıdır" dedi.

"Bu değişim AK Parti için bir yönüyle tekrar aslına dönüştür"

AK Parti Afyonkarahisar kampında ele alınan konulara ve kararlara ilişkin konuşan Başbakan Yıldırım, "Cumhurbaşkanımızın riyasetinde değişim ve yenilenme meşalesini hep birlikte Afyon'dan yaktık. Bu değişim AK Parti için bir yönüyle tekrar aslına dönüştür. Bizim için değişim demek, yenilenmek, tazelenmek ve gelecek hedeflerine kilitlenmektir. Şimdi yeni bir aşkla, heyecanla önümüzdeki 2023, 2053 hedeflerine emin adımlarla yürüyoruz. 16 yıllık tecrübemizi yeni heyecanlar ve vizyon ile birleştirerek geleceği inşa ediyoruz. İstişare toplantımızda Türkiye'nin dününü, bugününü, yarınlarını konuşma fırsatı bulduk. 2019 seçimlerine giderken yol haritamızı, hedeflerimizi, yapacaklarımızı ayrıntıları ile değerlendirdik. Ülke meseleleri hakkında da parti politikalarımıza katkı veren bütün arkadaşlarımız görüşlerini ifade etme fırsatı buldular. Bakanlarımız ve zatım bu konularda ortaya konan soruları cevaplandırma imkanı bulduk. İnanıyorum ki, her bir arkadaşımın yüreği millet ve memleket sevdası ile doludur. Bizim siyasetimizin özü vatandaşımıza hakkı ile canı gönülden hizmet etmektir. Ömür biter ama bizim Türkiye sevdamız bitmez" şeklinde konuştu.

"Amerika'nın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi olacağız?"

ABD'nin müttefiklik ilişkisi ile bağdaşmayan bir karar aldığını ve Türkiye'ye vize vermeyi askıya aldığını duyurduğunu belirten Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bunu da misyonlarının personelinin ve çevre güvenliğinin yetersizliği ile açıklamaya çalıştı. Türkiye'deki ABD misyonları ve personelinin güvenliğine yönelik taahhütlerimizin sorgulanmasından dolayı esef duyuyoruz. Ülkemizdeki ABD misyonları dahil bütün elçiliklerin personeline sağlanmakta olan geniş güvenlik önlemleri en kuvvetli şekilde devam ediyor. Daha kısa bir süre önce Dışişleri Bakanlığı üzerinden İçişleri Bakanlığımıza gelen bir yazıda ABD misyonlarının güvenliklerinin artırılması yönünde bir talep var. Bu talebe memnuniyetle karşılayıp söz konusu ülkenin misyonlarına yönelik güvenlik tedbirlerini artıracağımızı bildirdik. Ancak büyükelçiliğin verdiği cevap, 'bizim güvenlik sorunumuz yok, bu düşüncenizden dolayı teşekkür ediyoruz.' Hal böyleyken vizeleri askıya alma sebebinin güvenlik olarak gösterilmesi yaman bir çelişkidir. Türkiye bir kabile devleti değildir. Bize yapılanı misli ile karşılığını veririz. Nitekim saatler sonra aynı şekilde, aynı ifadelerle gereğini yaptık, karşılığını verdik. Devletler arasındaki sorunları konuşarak çözmek durumundadır. Ülkeler arasında devamlı düşmanlık ve dostluk olmaz. Ülkelerin ilişkilerini belirleyen karşılıklı menfaatleridir, halklarının karşılıklı saygı saygıyla karşılanmasıdır. Hele hele bu devletler müttefik ise bazı meseleleri ileri sürüp vatandaşları cezalandırmaya kalkmak ise çok yakışıksız bir davranıştır. ABD gibi büyük bir ülkeye yakışmayacak bir davranıştır. Ülkelerimiz arasındaki hiçbir sorunun çözümüne katkı sağlamaz. Amerika'yı daha sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Sorun elbette ki biran önce çözülmelidir. Türkiye olarak bütün ülkelerle irtibat kanallarımız açıktır. Bunu sadece ülkemiz veya içinde bulunduğumuz bölge için yapmıyoruz, dünyanın genelinde var olan gerilimi düşürmek için yapıyoruz. Amerika yetkilileri yaşanan son gelişmeleri gerekçe göstererek göçmenler dışındaki vizeleri askıya aldıklarını açıkladılar. Bunu konsolosluklara, büyükelçiliklere gelen insanların sayısını asgariye düşürmek için yaptıklarını söylüyorlar. Bu hiç inandırıcı bir gerekçe değildir. Ancak kafalarının arkasındaki nedenin, gerçek nedenin ne olduğunu da söylemekte, ifşa etmekte gecikmediler, onu da söylediler. Neymiş, FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. E ne olmuş. Türkiye bir hukuk devleti, suç işleyen veya suç isnadı yapılanın Amerika'nın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi olacağız, onların icazetini mi alacağız? Bunu söylerken lafın nereye gideceğini de düşünün. Bir resmi bankamızın genel müdür yardımcısını görevli gittiği ülkenizde yaka paça tutup hapse atarken bize mi sordunuz, bizden izin mi aldınız? 15 Temmuz alçak darbe girişiminin başı FETÖ'yü hala niye orda besliyorsunuz, bu müttefikliğe, dostluğa sığar mı? Özet olarak, ABD yönetimi bir kez daha başını öne eğip 15 Temmuz ve sonrası yaşanan olayları dikkatlice ele almalıdır. Neden Türkiye'de halkın yüzde 80'inden fazlası ABD'ye sempati duymuyor bunun cevabını bulmak zorundadır. 250 şehidimizin, 2 bin 194 gazimizin olduğu darbe girişiminin arkasındaki güçleri artık orada muhafaza etmekten vazgeçmelidir. Eğer müttefikliğimiz devam edecekse, Suriye'de PKK'nın kuzenleri, yeğenleri PYD-YPG'ye kol kanat germekten bir önce vazgeçmeli. Düşmanlarımızla iş tutmak, müttefikliğe yakışmaz. Müttefiklik zor zamanda da güzel günlerde de birlikte olmak demektir. Bu tavır aslı ve asla kabul edilebilir bir tavır değildir. Ümit ederim ki, bu gerginlik kısa sürede sona erer ve bu işten bizim değil her iki ülke vatandaşlarının mağdur olmasının önüne geçilmiş olur. Kimi cezalandırıyorsun? Kendi ülkenin vatandaşlarına, bizim ülkemizin vatandaşlarına fatura kesiyorsun. Bu; ciddiyete, devlet idaresine yakışmaz. Duygusal kararlarla ülke yönetilmez. Kızgınlıkla ülkeler arasındaki ilişkileri geren, hatta tamiri imkansız hasarlar doğuran bu tip kararlar alınmaz." (iha)

Etiketler : başbakan
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.