GENEL Haber Girişi : 05 Şubat 2020 14:55

Ata sporu atlı cirit UNESCO yolunda

Ata sporu atlı cirit UNESCO yolunda
Geleneksel Spor Dalları Federasyonu, ata sporlarından atlı ciridin ‘Yaşayan Miraslar Listesi'ne girmesi ve bu kültürün dünyaya tanıtılabilmesi için UNESCO’ya başvuru yapacak.
Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Atlı Cirit Asbaşkanı Prof. Dr. Ziya Gökalp Ceylan, atlı ciridin Anadolu’da şekillenmiş, özellikle Haçlıların ağır zırhlı süvarilerine karşı geliştirilmiş bir spor dalı olduğunu aktardı. Ceylan, “Özellikle Selçuklu döneminde başlamış, II. Mahmut döneminde sadrazamların siyasi çekişmeleri cirit üzerinden yapılmaya başlanınca bir bostancının da ölümü ile yasaklanıyor. Bu oyun çok popüler olması nedeniyle Erzurum, Uşak civarında oynanmaya devam etmiş. Geleneksel Spor Dalları Federasyonunun kurulması ile beraber kurumsal bir kimlik kazandı” dedi.
Atlı ciridin UNESCO Yaşayan Miraslar Listesi'nde yer alması için başvuruda bulunacaklarını ifade eden Ceylan, “UNESCO başvurumuz için hazırlıklarımız devam ediyor. Çevgen, UNESCO’nun bu manada değerlerinden biri haline geldi. Sıra bizde. Türklerin savaş oyununun en tekamülü bu olduğu için zamana ihtiyacımız vardı, başvurumuzu yakın zamanda yapacağız” dedi.
Cirit oyunu hakkında bilgiler aktaran Ceylan, federasyon olarak cirit oyununu desteklediklerini ifade etti. Ceylan, “Cirit, temelde sınırlı alanlarda oynanmayan bir oyundur. Anadolu’da bugün çok sayıda süvari ile oynanıyor. Federasyonun kurulması ile beraber puanlı cirit ortaya çıktı. Seyredilebilirlik unsuru göz önüne alınarak bir saha sınırlaması getirildi. Her iki takım 7 atlı süvari ve 3’er yedekten oluşuyor. Federasyon müsabakalarında atların sakatlanması ve ölümü neticesinde Federasyonumuz, Tarım ve Orman Bakanlığımızı referans alarak belirlediği at ölüm yardımı yapıyoruz. Maalesef yüksek bir ücret olmuyor. Sporcuların gelip gitmesi noktasında bir sigorta uygulaması var” diye konuştu.

"Atlar özel olarak seçiliyor"
Atların özel olarak seçildiğini ifade eden Ceylan, sözlerine şöyle devam etti:
“Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine baktığımızda atlar özel olarak yetiştiriliyor. Normalde savaş atıdır. Zaman içerisinde at yetiştirmek masraflı ve sıkıntılı olunca hipodromdan çıkan Arap atları kullanılmaya başlandı. Bu atlar, alay dediğimiz sporcuların oyun için bekledikleri alan var. Atlar, alaydan oyuna dahil olma noktasında bir cesaret gösterirse eğitiliyor ve cirit atı oluyor. Özellikle Türk savaş geleneğinde var olan çark etme dediğimiz atın anlık hızlanıp dönmesini gerçekleştirebilen atlar seçiliyor. Normal standartlarda eski ciritte saatlerce sürerdi. Şimdi biz 80 dakikalık sürede atların sürekli performans gösterdiklerini düşünürsek oldukça dayanıklı ve güçlü atlar olduğunu görürüz.”
Erzurum ve Uşak başta olmak üzere Kars, Bayburt, Erzincan, Malatya, Sivas, Denizli, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Kocaeli, Manisa gibi pek çok şehirde resmi atlı cirit kulüpleri bulunuyor. Türkiye genelinde 75 atlı cirit kulübü, 900'ü faal olmak üzere 2 bine yakın atlı cirit sporcusu bulunuyor.  
(iha)
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.