ASAYİŞ Haber Girişi : 28 Şubat 2009 02:12

28 Şubat Gerici Dayatmadır!

28 Şubat Gerici Dayatmadır!

28 Şubatın bu ülkeye kattığı hiçbir şey yoktur.28 Şubatı ve onu isimleştiren ve ismi yok olanları tarih ve gelecek nesiller lanetleyecektir. İlericilik adına bu süreçte yer alan sendikalar, yargı, asker, siyasetçiler ve medyayı da lanetlik bir hareketin ortakları olarak anılacaktır.

 

Sadece Erbakan Hoca?nın iktidarını yok etme amaçlı bir safiyet içindeymiş gibi algılamak ve anlamak için çalışan zevata da yazıklar olsun dememek zor. Hoca?nın irticayı faaliyetlerin içinde olduğunu ve bu yüzden iktidardan uzaklaştırılması gereğini kim söylerse inanın bunlar bu 28 Şubat çetesinin palyoçalarıdır.

 

12.yılında 28 Şubata girerken geçmişin soygunlarında bulunan ve yargılanmayanları da anımsıyoruz. Bu süreçte muvazzaf subay ve generallerin bankaların içinin boşaltmasında neresinde bulunduklarını ve durduklarını medya yazdı ve çizdi. Amacımız askerimizin içinde bulunan yeşil dolar heveslisi darbecilerin kimlerin adına hareket ettiklerinin ortaya çıkarılmasıdır. Türk milletine ihanetin ifadesi olan Amerika müsaade etmedikçe darbe yapılamaz sözü benim bu eleştirilerimden daha ağır ithamdır. Ama nedense bunu yalanlayacak bir askeri ağızdan bir söz duyabilmiş değiliz.

 

Halkın değerlerini ve inancını boğmak ve yok etmek istemenin dış mihraklı iç mizansen ağırlıklı bir görüntüsüdür. Kesinlikle gelecek için iç karartıcı bir haldir. Sivil iktidara karşı işlenmiş silahlı bir cuntanın kalkışmasıdır. Bugünkü ETO davasında yargılananlarında içinde kısmen var olduğu bir yapıdır. Halkın inancına ve sivil itaatsizliğine silahlı bir terbiye ve hazır ol vaziyeti çekmektir.

 

28 Şubat ülkenin içine konulmuş bir bombadır. Muhakkak dış mihrakların tesirinde olmuştur. Bunu iyi incelemek gerekmektedir. Tarihi doğru aydınlatmalıyız ki doğru adımlayalım.

 

Yaşlı bir bilge lidere yapılanların yarın geç olmadan iade-i itibar edilmesi gerekir. Bunu yapanların yana kar kalması halka da yapılan büyük bir terbiyesizliktir. 28 Şubat halka karşı maddi ve manevi bir yıkım projesi olmuştur. Bunun içinde bulunan, kıyısında durup destek olanları da kınıyoruz.

 

Özellikle o gün mecliste olup ta demokratik duruş sergilemeyenleri de lanetliyoruz. Meclisin toptan firesiz karşı durması gerektiği halde onun içinde ve kukla liderliğe bile razı olanları da tarih affetmedi ve halk da affemeyecektir. Bırakın günah çıkarmayı. Azabı tadın halkın diliyle lanetlenmeyi tadın. Ülkeye maddi ve manevi yıkım getirenlerin kanunlardan aldıklarını vehmettikleri gücün nasıl kontrol edilemez hale geldiğini de bu halk düşünmektedir.

 

Artık kontrol edilebilir bir silahlı kuvvetler isteğimiz demokratik taleplerimizin yerine getirilebilmesi için kaçınılmaz gözükmektedir. Demokrasinin bütün kurallarıyla işleyebilmesi için silahlı kuvvetleri silahlardan gerekirse arındırmak dahi düşünülebilmelidir. Bu biraz abartılı da olsa, demokratik bir yapıya kavuşmadan, silahlı kuvvetlerin güdümünde ülkenin gerilemesine seyirci kalmaya devam mı edeceğiz. Halk olarak bunu hesabını da hep birlikte vereceğiz demektir. Artık çetelerin içinde olduğu her an olması da muhtemel bir yapıyla bu ülke ilerleyemez.

 

Silahlı kuvvetlerin siyasi gündemle ilgili açıklamalar yapmaları ve askeri konular haricinde demeç vermeleri de engellenmelidir. Buna aykırı hareket edenlerin devlet memurları kanununda olduğu şekliyle cezalandırılmaları gerekir. Bu sorumluluk gerektiren bir mevki de olmaları onları daha da bağlamalıdır. Onun için derhal anayasa değiştirilmeli olması ve durması gereken yere silahlı kuvvetler çekilmelidir. Asya ülkesi görüntüsünden kurtulmamız ve Avrupa ülkesi olmamız yolunda atılacak ilk anayasal adımda bunlar gerçekleştirilmelidir.

 

Gerici bütün darbelerin geriye dönükte olsa yargılanması ve mahkûm edilmesi gerekir. Şu an da yargılanmalarda ki şaibelerin ortadan kalkması ve kamuoyunun tatmin edilmesi gerekir. Ülkesini seven herkesin dünya gizli örgütlerine üye olan insanların dış bağlantılarla bu ülkeye ihanet ettiklerini de bir kez daha vurgulamak gereği vardır. İçimizde ki Mason örgütüne üye olanlarında cezalandırılacakları bir anayasal düzene kavuşmalıyız.

 

Yargının bağımsız olduğu askerlerden bilgi almadığı, medyanın şakşakçılığından illallah etmediğimiz, sivil bir anayasa ve sivil bir meclisle burada bütün halklar özgürce yaşabileceğimiz bir dünya kurabiliriz. Daha demokratik bir düzende olmak için bütün 28 Şubat dayatmalarından kurtulmamız gerekmektedir. Hala cuntacı bir zihniyetin fikirlerinin demokrasi önünde durmasından da iğreniyorum. Sivil iktidardan bunların kaldırılmasını şiddetle bekliyoruz.

28 Şubat Gerici Dayatmadır!

 

28 Şubatın bu ülkeye kattığı hiçbir şey yoktur.28 Şubatı ve onu isimleştiren ve ismi yok olanları tarih ve gelecek nesiller lanetleyecektir. İlericilik adına bu süreçte yer alan sendikalar, yargı, asker, siyasetçiler ve medyayı da lanetlik bir hareketin ortakları olarak anılacaktır.

 

Sadece Erbakan Hoca?nın iktidarını yok etme amaçlı bir safiyet içindeymiş gibi algılamak ve anlamak için çalışan zevata da yazıklar olsun dememek zor. Hoca?nın irticayı faaliyetlerin içinde olduğunu ve bu yüzden iktidardan uzaklaştırılması gereğini kim söylerse inanın bunlar bu 28 Şubat çetesinin palyoçalarıdır.

 

12.yılında 28 Şubata girerken geçmişin soygunlarında bulunan ve yargılanmayanları da anımsıyoruz. Bu süreçte muvazzaf subay ve generallerin bankaların içinin boşaltmasında neresinde bulunduklarını ve durduklarını medya yazdı ve çizdi. Amacımız askerimizin içinde bulunan yeşil dolar heveslisi darbecilerin kimlerin adına hareket ettiklerinin ortaya çıkarılmasıdır. Türk milletine ihanetin ifadesi olan Amerika müsaade etmedikçe darbe yapılamaz sözü benim bu eleştirilerimden daha ağır ithamdır. Ama nedense bunu yalanlayacak bir askeri ağızdan bir söz duyabilmiş değiliz.

 

Halkın değerlerini ve inancını boğmak ve yok etmek istemenin dış mihraklı iç mizansen ağırlıklı bir görüntüsüdür. Kesinlikle gelecek için iç karartıcı bir haldir. Sivil iktidara karşı işlenmiş silahlı bir cuntanın kalkışmasıdır. Bugünkü ETO davasında yargılananlarında içinde kısmen var olduğu bir yapıdır. Halkın inancına ve sivil itaatsizliğine silahlı bir terbiye ve hazır ol vaziyeti çekmektir.

 

28 Şubat ülkenin içine konulmuş bir bombadır. Muhakkak dış mihrakların tesirinde olmuştur. Bunu iyi incelemek gerekmektedir. Tarihi doğru aydınlatmalıyız ki doğru adımlayalım.

 

Yaşlı bir bilge lidere yapılanların yarın geç olmadan iade-i itibar edilmesi gerekir. Bunu yapanların yana kar kalması halka da yapılan büyük bir terbiyesizliktir. 28 Şubat halka karşı maddi ve manevi bir yıkım projesi olmuştur. Bunun içinde bulunan, kıyısında durup destek olanları da kınıyoruz.

 

Özellikle o gün mecliste olup ta demokratik duruş sergilemeyenleri de lanetliyoruz. Meclisin toptan firesiz karşı durması gerektiği halde onun içinde ve kukla liderliğe bile razı olanları da tarih affetmedi ve halk da affemeyecektir. Bırakın günah çıkarmayı. Azabı tadın halkın diliyle lanetlenmeyi tadın. Ülkeye maddi ve manevi yıkım getirenlerin kanunlardan aldıklarını vehmettikleri gücün nasıl kontrol edilemez hale geldiğini de bu halk düşünmektedir.

 

Artık kontrol edilebilir bir silahlı kuvvetler isteğimiz demokratik taleplerimizin yerine getirilebilmesi için kaçınılmaz gözükmektedir. Demokrasinin bütün kurallarıyla işleyebilmesi için silahlı kuvvetleri silahlardan gerekirse arındırmak dahi düşünülebilmelidir. Bu biraz abartılı da olsa, demokratik bir yapıya kavuşmadan, silahlı kuvvetlerin güdümünde ülkenin gerilemesine seyirci kalmaya devam mı edeceğiz. Halk olarak bunu hesabını da hep birlikte vereceğiz demektir. Artık çetelerin içinde olduğu her an olması da muhtemel bir yapıyla bu ülke ilerleyemez.

 

Silahlı kuvvetlerin siyasi gündemle ilgili açıklamalar yapmaları ve askeri konular haricinde demeç vermeleri de engellenmelidir. Buna aykırı hareket edenlerin devlet memurları kanununda olduğu şekliyle cezalandırılmaları gerekir. Bu sorumluluk gerektiren bir mevki de olmaları onları daha da bağlamalıdır. Onun için derhal anayasa değiştirilmeli olması ve durması gereken yere silahlı kuvvetler çekilmelidir. Asya ülkesi görüntüsünden kurtulmamız ve Avrupa ülkesi olmamız yolunda atılacak ilk anayasal adımda bunlar gerçekleştirilmelidir.

 

Gerici bütün darbelerin geriye dönükte olsa yargılanması ve mahkûm edilmesi gerekir. Şu an da yargılanmalarda ki şaibelerin ortadan kalkması ve kamuoyunun tatmin edilmesi gerekir. Ülkesini seven herkesin dünya gizli örgütlerine üye olan insanların dış bağlantılarla bu ülkeye ihanet ettiklerini de bir kez daha vurgulamak gereği vardır. İçimizde ki Mason örgütüne üye olanlarında cezalandırılacakları bir anayasal düzene kavuşmalıyız.

 

Yargının bağımsız olduğu askerlerden bilgi almadığı, medyanın şakşakçılığından illallah etmediğimiz, sivil bir anayasa ve sivil bir meclisle burada bütün halklar özgürce yaşabileceğimiz bir dünya kurabiliriz. Daha demokratik bir düzende olmak için bütün 28 Şubat dayatmalarından kurtulmamız gerekmektedir. Hala cuntacı bir zihniyetin fikirlerinin demokrasi önünde durmasından da iğreniyorum. Sivil iktidardan bunların kaldırılmasını şiddetle bekliyoruz.

 
Yazının Orjinali İçin Tıklayınız:
http://www.gencmusalli.com/yazi_detay.php?id=507&yazar=11